Büyük yenilik ve şüpheler
"Zamanı gelen bir fikirden daha güçlü bir şey yoktur." Fransız yazar Victor Hugo'nun bu sözü birçok defa kanıtlanmıştır. Yine de insan, doğası gereği yeniliklere karşı hep şüpheci yaklaşır.
1880'lerde üretimine başlanan otomobillerin tutunabileceğine neredeyse kimse inanmıyordu. Gottlieb Daimler, tasarım şefi Wilhelm Maybach ve Carl Benz gibi öngörüye sahip kişiler hariç…
İş teklifleri
Benz "O günlerde kimse güzel atını ve at arabasını bırakıp böyle güvenilmez, kirli, takır tukur demir bir araca güvenilebileceğini düşünmüyordu." diyor. O ve otomobilin diğer öncüleri, otomobilin icadı ile yeni bir ufuk açmış oldu. Zorlu ilk yıllar arabaların yolda kalmasıyla, yeni teknolojinin anlaşılamamasıyla ve sonuç olarak az taleple geçti. Hepsinin ötesinde insanları bu yeni ulaşım aracının güvenli olduğuna inandırmak zorundaydılar. Carl Benz'in reklamlarla arası pekiyi değildi. O günlerde, tabiri câizse "iş teklifi" nitelendirmesi reklam kelimesinin yerine kullanılıyordu ve Benz'in görüşüne göre esas olan, ürünün kalitesinin kendi reklamını yapmasıydı. Yine de dünyanın ilk otomobil reklamı, 1888 yılında dünyanın ilk patentli otomobili için yapıldı! Reklamların asıl amacı insanlara güven kazandırmak oldu. Bu yüzden ilk reklamlarda "İnanılmaz güvenli" "Herkes kullanabilir" veya "Her zaman emrinizde" gibi ifadeler kullanıldı.
Yolların hakimi
İlk otomobiller, 19. yüzyılın getirdiği büyük ekonomik ve sosyal değişimler olmasa 1886'daki çıkışı yakalayamazdı. Otomobilin yolların hakimi olma süreci ise biraz yavaş ve zorlu oldu. Çünkü ekonomik, sosyal ve politik faktörler de bu hususta önemli rol oynadı. Örneğin, Almanya'nın bu yüzyıl içerisinde nüfusu %150 oranında artıp 56 milyona ulaştı. Nüfus göçü ve sanayileşme yine de mekanik gereçlere ve taşımaya daha çok önem verilmesine neden oldu.
Hem güvenli hem pratik
Güvenlik, güvenilirlik ve gündelik kullanıma uygunluğun da altı çizildi. Basının yanı sıra Daimler, ürünleri için, ulusal ve uluslararası tanıtımları kullandı. En önemlisi ise yarışlardı… Bu yarışlar, ilgi çekiyor ve otomobillere uluslararası bilinirlilik kazandırıyordu.
Gelecek için hızlanmak
Daimler ve Benz şirketleri 1926 yılında "daha makul fiyatlarda daha üstün kaliteli araçlar sunabilmek" için birleşti. Üç kollu Mercedes-Benz yıldızı ile Benz'in defne çelengi birleşerek yeni bir logo oluşturdu ve bu ortaklığı duyuran reklamlar yeni şirketin gelecekteki başarıları üzerinde durdu. Bu güven dolu gelecek mesajları reklam kampanyalarının ana teması oldu. Bununla birlikte bilinirliği artırmak ve şirketin genel rekabet içerisindeki güvenilirliğini sağlamak için de gayret sarf edildi. Bazı reklamlarda yalnızca isim görülürken, diğerlerinde ise "mükemmelliğin ötesinde" gibi iddialar sunuldu.
Reklamların odak noktasında "stil" ve "elit" kavramları yer aldı. "Mercedes-Benz'in göz alıcı ışıltısı", "Zarafet…" veya "Sözün bittiği yer" gibi sloganlar, çizilen profili hala en iyi şekilde yansıtıyor.
Hareketli yıllar
1920′lerde kadınların toplumdaki yeni rolüne bağlı olarak kadın sürücülerin direksiyona geçtiğini görüyoruz. Bu kadınların arasında birinci sınıf kadın yarışçılar da var. Rakiplerini açık ara geride bırakan Elly Beinhorn, bunlardan birisi. Reklamlardaki kadınlar sportif, kendine güvenen, romantik ve eskisinden çok farklıydı. Muhakeme gücü kuvvetli ve erkekler üzerinde güç sahibi kadınlar, eşlerinden yalnızca araba isteyen biri olarak gösteriliyordu. Reklam yıldızlarının, aracın bilinirliğini artırdığı düşünülüyor ve buna çok önem veriliyordu. 1930′ların başında ise geleneksel değerlerin bilinci öne çıktı.
Zaferden zafere
Yarışlarda üst üste kazanılan zaferlerin, ustaca çizilen posterlerinde, direksiyon başındaki yarışçılar ve yarış otomobillerinin teknik üstünlükleri vurgulandı. Yarışlardaki başarıların kazandırdığı ihtişam, yarış posterlerinde de yeni bir özgüven ile kendini gösterdi.
Yıldızlara erişmek
1950′lerin ikinci yarısında bir reklam ajansından hizmet alınmaya başlandı. Sistemli, net mesajlar içeren ve modern reklamların sayısında artış oldu. Otomobiller, reklamlarda bir arzu nesnesi olarak boy göstermeye başladı. Reklamlar istekleri, dilekleri ve gelecek planlarını hedef aldı. Otomobil, bir statü sembolü ve prestij nesnesi olarak sunuldu.
"Şu geçen otomobil Mercedes-Benz, değil mi?"
1950 ve 60′larda kadınları konuşurken tasvir etmek çok yaygındı. Çoğunlukla ön koltukta oturmuş, eşine seyahatinde eşlik eden kişi olarak görünen kadınlar, bazen kendileri de sürücü koltuğunda yer alabiliyordu. Erkekler, modellerin teknik özellikleri hakkında konuşurken, hanımlar güvenlik, konfor ve tasarruflu olmasından bahsediyordu. "Yeni bir Mercedes yeni bir otomobil demektir!" ve "Rahat motor gücü!" gibi sloganlar Mercedes-Benz'in izleyeceği yeni yolun göstergeleri olarak görüldü. Yine de bütün sloganlar, bugün de söylenebilecek olanda birleşiyor: "En iyisi ya da hiçbiri"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder