Zengin olup da mutsuz veya kızgın olmak kadar kötü bir şey olamaz. Bunun en büyük nedenlerinden biri dengesiz yaşamdır. Yani beklentilerin yüksek olması ve memnuniyetin az olmasıdır.
Sahip olduklarınıza şükretmezseniz hiçbir zaman kendinizi gerçekleştiremezsiniz ve tatmin olamazsınız. Peki dengeyi nasıl tutturacaksınız? Hayatınızda denge olmadan nasıl başarılı olacaksınız?
Uzun zamandır hayatın her kesiminden insana ( dünyadaki en güçlü erkekler ve kadınlarda dahil ) koçluk yapıyorum. Aynı zamanda küçük ölçekli işletme sahipleriyle çalışıyorum.
Şunu fark ettim ki insanlar her dakika hayat kalitelerini etkileyecek üç önemli karar veriyor.
Bu kararları bilinçsizce verirseniz birçok insan gibi fiziksel olarak formunuzu kaybedersiniz, duygusal olarak çökersiniz ve mali açıdan strese girersiniz. Ancak bu kararları bilinçli bir şekilde verirseniz hayatınızın yönünü değiştirebilirsiniz.
1. karar: Neye odaklanacağınızı dikkatli bir biçimde seçin
Dikkatinizi dağıtacak milyonlarca şey vardır. Şu anda olan şeylere veya gelecekte olmasını istediğiniz şeylere odaklanabilirsiniz. Veya geçmişinize odaklanabilirsiniz.
Odağınız neresiyse enerjide oraya akar. Odaklandığınız şeyin bütün hayatınızı şekillendirecektir.
Hangi alanlara daha fazla odaklanmak istiyorsunuz: hayatınızda neler var veya hayatınızda neler eksik?
Eminim ki madalyonun iki tarafını da düşünüyorsunuz. Ancak alışılmış düşüncelerinizi incelerseniz zamanınızın çoğunu neye harcamak istediğinizi bulabilirsiniz.
Sahip olmadığınız şeylere odaklanmak ve finansal durumu sizden daha iyi olanları kıskanmak yerine şükretmeniz ve bazılarının parayla sahip olamadığı ancak sizin sahip olduğunuz şeylere odaklanmanız gerekir. Sağlığınız, aileniz, arkadaşlarınız, imkanlarınız ve aklınız için şükredin.
Sahip olduklarınız için müteşekkir olmanız mutluluk ve refah seviyenizin duygusal olarak yeni bir seviyeye çıkmasına neden olacaktır. Ancak asıl sorulması gereken aklınızın, vücudunuzun, kalbinizin ve ruhunuzun yani sahip olduklarınızın değerini biliyor musunuz? Bunu yapmayı başarırsanız mutlu ve neşeli bir insan olursunuz.
Hayat kalitenizi etkileyen ikinci bir odak noktası düşünün: kontrol edebildiğiniz şeylere mi kontrol edemediğiniz şeylere mi odaklanırsınız?
Kontrol edemediğiniz şeylere odaklanırsanız stres seviyeniz artar. Hayatınızı birçok açıdan etki altına alabilirsiniz ancak her zaman kontrol edemezsiniz.
Bu odak şeklini benimsediğiniz zaman beyniniz başka bir karar vermek zorunda kalır:
2. karar: Düşünün, bütün bunlar ne anlama geliyor?
Hayat kalitenizi bir şeylere verdiğiniz anlamlarla kontrol edebilirsiniz.
Çoğu zaman olaylara anlam katan bilinçaltınızın etkilerinin farkında değilsinizdir.
Hayatınızda karışıklığa neden olan bir olay ( araba kazası, sağlık sorunu, işini kaybetme ) olduğunda bunu son mu başlangıç olarak mı görürsünüz?
Birisi sizinle uğraşırsa bu kişi onurunuzu mu kırmış olur yoksa size rehberlik mi etmiş olur?
Yıkıcı bir problem olduğunda Allahın sizi cezalandırdığını mı düşünürsünüz? Yoksa bu problem Allah'ın size sunduğu bir ödül müdür?
Hayatınız ona verdiğiniz anlamla şekillenir. Her anlam eşsiz bir duyguyu veya hissid e beraberinde getirir.
Seminerlerim sırasında her zaman şu soruyu sorarım: "Etrafınızda antidepresanlar kullanan ve hala depresyonda olan insanlar var mı?" Evet, cevabı vereceklerin parmak kaldırmasını isterim ve genel olarak salonun %85-%90'ı parmak kaldırır.
Bu nasıl mümkün olabilir? İlaçlar insanların kendini daha iyi hissetmesini sağlamalıdır.
Sürekli olarak kontrol edemedikleri ve kaçırdıkları şeylere odaklananlar ne kadar ilaç kullanırlarsa kullansınlar bunalımdan çıkamazlar. Bir de hayatın yaşamaya değer olmadığını düşünürlerse hiçbir antidepresan düzelmelerine yardımcı olmaz.
Bu kişiler yaşamak için bir neden veya anlam bulurlarsa hiç olmadıkları kadar güçlenirler.
İnsanlar alışılmış odaklarını ve anlamları değiştirirse hayatlarını değiştirebilirler. Odak ve anlam değişikliği bir insanın biyokimyasını dakikalar içinde değiştirir.
Yani dizginleri elinize alın ve her zaman şunu hatırlayın: anlam eşittir duygu ve duygu eşittir hayat. Bilinçli ve mantıklı seçimler yapın. Her olaydan bir anlam çıkarın.
Anlam yarattığınız zaman duygu ortaya çıkar ve duyguda üçüncü kararınızı vermenize yardımcı olur:
3. karar: Ne yapacaksınız?
Ruh halinize göre hareket edersiniz. Sinirlendiğinizde mutlu olduğunuz zamanlardaki gibi davranmazsınız.
Hareketlerinizi ruh haliniz değil de kendiniz şekillendirmek istiyorsanız bunun en hızlı yolu odaklandığınız şeyi değiştirmek ya da ona farklı anlamlar yüklemek olacaktır.
Kızgın olan iki insan farklı davranır. Biri geri çekilirken diğeri olayın üstüne gider.
Bazı bireyler kızgınlıklarını sessizce dışa vurur. Diğerleri bunu yüksek sesle yapar.
İnsanlar saygı duydukları, zevk aldıkları ve sevdikleri şeylere göre davranışlarını biçimlendirirler.
Birisi sizi kızdırdığında veya öfkelendirdiğinde ne yaparsınız? Bu kişinin bütün girişimlerini reddedersiniz.
Sinirlendiğinizde, kızdığınızda, üzüldüğünüzde veya kendinizi yalnız hissettiğinizde neler yaptığınızın farkında olun. Hareketlerinizin farkında olmazsanız onları değiştiremezsiniz.
Artık bu üç kararın ne kadar önemli olduğunu biliyorsunuz. Tutkulu ilişkileri olanlar sürekli didişen veya kavga eden insanlardan farklıdırlar çünkü odak noktaları ve zorluklara verdikleri anlamlar farklıdır.
Anlattıklarım gözünüzde büyüttüğünüz kadar zor değil. İnsanların bu üç karara yaklaşımlarıyla ilgili farklılıklarını anlarsanız hayatınızın her alanında kalıcı ve olumlu değişiklikler yapabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder